Biyoçeşitlilik
Biyoçeşitlilik
Biyoçeşitlilik Nedir ?

Biyolojik çeşitlilik tüm dünyada veya belirli bir habitatta ekosistem, tür ve gen çeşitliliğine verilen addır. Biyoloijk çeşitlilik insanoğlunun ekonomik ve sosyal hayatının devamlılığı için gerekli olan hizmetleri sağlar. Biyolojik çeşitlilik aynı zamanda, tozlaşma, iklimsel düzenlenme, selden koruma, toprak verimliliği ve gıda, yakıt, lif ve ilaç üretimi gibi ekosistem hizmetleri - doğanın sağladığı hizmetler - için de önemlidir.
Türkiye’de Biyoçeşitlilik
Biyolojik çeşitlilik ya da biyoçeşitlilik, dünya üzerindeki canlıların çeşitliliği ve oluşturduğu doğal düzen anlamında kullanılan bir terim. Biyoçeşitlilik doğal süreçler ve insanlar tarafından şekillenerek çoğalan milyarca yıllık evrimin meyvası. Biyoçeşitlilik insanların da ayrılmaz bir parçası olduğu ve tamamiyle bütünleştiği hayat ağını oluşturuyor. 
Biyoçeşitlilik toplumları ekolojik, ekonomik ve kültürel açılardan destekler. İnsan hayatı açısından son derece önemli olmalarına rağmen, artan nüfus ile beraber ekosistemler bozuluyor ve türlerin genetik çeşitliliği korkunç bir hızla azalıyor. Biyoçeşitliliğin küresel çapta azalması insanlığın karşısındaki en önemli tehlikelerden biri sayılıyor. Biyoçeşitlilik kaybının dünya üzerindeki etkisinin farkına varılması küresel toplumun Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi müzakerelerine başlamasına sebep oldu. Sözleşme her ulusun süregelen biyoçeşitlilik koruma çabalarını değerlendirmesi, biyolojik kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlaması ve bu konuda boşlukların nasıl doldurulmasını amaçlıyor.
Türkiye sözleşmeyi 1992 yılındaki Dünya Zirvesi’nde imzaladıktan sonra, 1996’da onayladı. Biyoçeşitlilik sözleşmesinin onaylanması Türkiye’de biyoçeşitlilik konularının tanınması yönünde atılan önemli bir adım.
UNDP Türkiye, hükümet ortakları ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ile birlikte ülkenin ormanlarının yanısıra deniz ve kıyı alanlarının daha iyi bir şekilde korunmasının sağlanabilmesi için teknik destek sağlayan projeler yürütüyor.
Bu projelerden ilki model dizaynı, pilot uygulama ve maliyet-etkin yaklaşımlarla 117,000 hektarlık alanda yönetim etkinliği ve sürdürülebilirliği arttırarak, ileride orman koruma alanı olarak ilan edilmesi beklenen sekiz orman alanını dolaylı yoldan etkilemeyi ve küresel çevreye yarar sağlamayı hedefliyor.
İkinci proje ise ulusal deniz ve kıyı koruma alanları sistemini güçlendirerek ve etkin yönetimini kolaylaştırarak Deniz ve Kıyı Koruma Alanları sistemini yaklaşık olarak %44 oranında genişletmeyi hedefliyor. Proje aynı zamanda balıkçılıkla sınırlı alanlar oluşturarak Türkiye’de denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunmasına önemli katkıda bulunacak.
Yorumlar
Yorum Gönder